Cuma, Mart 29, 2024
Ana Sayfa arşivler Paşama Mektuplar - Ayşe NİL

Paşama Mektuplar – Ayşe NİL

- Advertisement -

Kitabın Adı Paşama Mektuplar

Kitabın Yazarı Ayşe NİL

Yayınevi ve Adresi Sarmal Yayınevi, İstanbul

Basım Yılı 1997

KİTABIN ÖZETİ

Paşama Mektuplar, Ayşe Nil’in kendi araştırma ve incelemeleri üzerine inşa ettiği deneme-makale biçiminde yazılmış mektuplarından oluşmaktadır. Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektuplarda, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Atatürk ilke ve inkılaplarına belli çevrelerce maksatlı olarak saldırılmasını; içlerinin boşaltılmaya, Atatürkçülükle hiç de ilgisi bulunmayan çevrelerce insanların kafalarının karıştırılmasını ve gerçeklerin çarpıtılmaya çalşılmasını örneklerle destekleyerek anlatmaktadır. Kitapta İslam’ın, toplumsal ve siyasal düzenleyici yanı ve günümüzde bazen maksatlı, bazen da bilgisizlikten kaynaklanan yanlış yorum ve uygulamalarıyla, Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumsal yapısı içindeki çatışma ve uyumsuzlukları sorgulanmaktadır.

Kitap içerik kadar biçim açısından da güçlü bir anlatıma sahiptir. Yazar, din ve toplum ilişkilerini “söylevi okuyup onu tanıyınca taparca bir sevgi” duyduğu Mustafa Kemal’e mektuplar biçiminde aktarıyor. Böylece çok etkili bir yöntemi kullanarak çok tartışılan bu güncel konuyu yaşadığı olaylarla birlikte okuyucuların dikkatine sunmayı başarıyor. Herkesin bir sorusunun ve birbiriyle çelişen yüzlerce cevap ve yorumun olduğu bu konuda nesnel, elle tutulur, bilimsel, aklın süzgecinden geçmiş düşünce, kanıt ve örnekler sergileyen yazar, bir solukta okunup bitirilmesi gereken bir eser ortaya koymaktadır.

Yazar, özellikle ülkenin yaşadığı bunalım ve kargaşayla dolu son on yıl içindeki toplumsal ve siyasal olayları, etrafındaki aymaz politikacılardan umudunu keserek Atatürk’e şikayet mektupları şeklinde işlemektedir. Kitabın başında bu konu ve sunum şeklinin nasıl ortaya çıktığını anlatmaktadır. Atatürk devrimlerinin ve onun Türk kadınına verdiği değerin doğal sonucu olarak okuyup üniversiteyi bitiren yazar, kendisi gibi eğitimli kabul edilen biriyle talihsiz bir evlilik yapar. Kocasının Cumhuriyet ilke ve inkılaplarından zerre kadar nasibini almadığını fark ettiğinde çaresiz kalır. Kadına toplumca biçilen rol, çevre baskısı ve aile kurumuna olan inancı yüzünden bu evliliği uzun süre yürütmek zorunda kalır; ancak işler dayak yeme noktasına kadar gelince boşanır. Artık boşanmış bir kadın olarak, yaşam onun için daha fazla güçlüklerle doludur. Nitekim bir süre sonra da ciddi psikolojik sorunlar yaşamaya başlar.

Bu buhranlı günlerde kendisini okumaya verir. Derdine çare olabilecek bütün kitapları okur. Bu arada kutsal kitaplarla beraber Söylev’i de okur. Söylev’i bitirdikten sonra Mustafa Kemal’i ve yaptıklarının önemini çok daha iyi anlamaya başlar. O sırada iyi bir diyalog içinde olduğu gelininin de önerisiyle düşüncelerini yazıya dökerek rahatlamaya karar verir. Yaşadığı sorunların altında yatan nedenlerin çoğunun güncel olarak yaşanılan toplumsal sorunlar olduğunu düşünerek kendisini anlayabilecek tek kişi olarak gördüğü Mustafa Kemal’e yazmaya başlar.

Üç ay boyunca her gün aksatmadan yazılan mektuplarda, toplumu sarıp sarmalamış cehalet ve hurafelerden, oy avcılığı için yapılan din bezirganlığına, aklı başında görünüp de bunlara bilinçli veya bilinçsizce destek veren aymazlara, sırf demokrasi adına bizi Orta Çağ karanlığına götürecek akıl dışı talep ve önerilerde bulunanlara, Atatürk düşmanlarına, Atatürkçü görünüp kendi menfaatlerinden başka bir şey görmeyenlere, iki yüzlülere ve çıkarcılara kadar geniş bir yelpazeden örnekler sunulmaktadır. İş o kadar kötü bir noktaya gelmiştir ki Atatürk düşmanlığı tescillenen kişi ve çevreler bile yaptıklarının aslında Atatürk’ün istediği şeyler olduğunu yüzsüzce söyleyebilmektedirler.

Yaşanan bütün sorunlara karşın yazar pek de ümitsiz değildir. Bu toplum inandığı dini kendi dilinde okumaktan bir şekilde mahrum edilmiş, kurtarıcısını ve yaptıklarını öğrenmekten alıkonulmuştur. Ne Atatürk’ü ne de dinini doğru dürüst tanımaktadır. Toplumda tam bir kavram karmaşası yaratılmak istenmektedir. Halbuki, insanlarımız Ata’sını ve inancını etraflıca tanıyıp öğrenebilseydi bu tür çatışmalar hiç yaşanmazdı. Bu nedenle yazar, başkalarının inançlarına saygı gösterilmesini salık veren laik sistemimizin korunmasının, topluma, bir an önce aydınlatılması ve karanlık ellerden kurtulması için Ata’sının ve ilkelerinin iyi anlatılması gerektiğini söyler. Bu arada karanlık güçlerin, ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar, Atatürk’ün aydınlık, uygar ve ilerici bir toplum için attığı mayanın aslında tutmuş olması nedeniyle asla başarılı olamayacaklarını da vurgulayarak ülke ve toplum geleceği açısından umutlarını korumaktadır. Bu konudaki hassasiyeti nedeniyle en büyük güvencesinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu belirten yazar, bu işi sadece onlara havale etmenin doğru olmadığını toplumun her kesimince gericiliğe, bağnazlığa ve karanlığa karşı mücadele edilmesinin şart olduğunu vurgular.

BENZER YAZILAR

SessionProbe: Açık kaynaklı, çok iş parçacıklı sızma testi aracı

SessionProbe, web uygulamalarındaki kullanıcı ayrıcalıklarını değerlendirmek için tasarlanmış çok iş parçacıklı bir sızma testi aracıdır. Kullanıcının oturum belirtecini alır ve erişim mümkünse URL'lerin listesini...

Google Tarafından Açıklanan Android 13 Go Sürümü, Yükseltilmesi Daha Kolay Bir Sürüm

Google'ın Android Go sürümünü ilk kez piyasaya sürmesinin üzerinden beş yıl geçti. Amaç, çekirdek mobil platformu, çok fazla depolama alanı veya belleğe sahip olmayan...

DAVA

KİTAP ÖZET FORMUKİTABIN ADI : DAVAKİTABIN YAZARI : FRANZ KAFKAYAYIM EVİ VE ADRESİ : YILDIRIM BASIM EVİ SAHAFLAR ÇARŞISI / İSTANBULBASIM YILI : Nisan...

POPÜLER YAZILAR

Lazer Hassasiyeti, NASA’nın Navigasyon Doppler Lidar’ı ile Ay Keşifleriyle Buluşuyor

NASAAy gösterisi için hazırlanan Navigasyon Doppler Lidar teknolojisi, uzay araştırmalarının ötesinde sonuçları olan iniş teknolojisindeki ilerlemeleri vurguluyor. Bu ayın sonlarında, NASA'nın ticari ay teslimat hizmetleri...

Ay, Mars ve Ötesi için Öncü Fisyon Enerjisi

NASA özerklik, güvenlik ve uzun vadeli çalışmaya odaklanarak Ay için bir nükleer fisyon reaktörü geliştirmeye yönelik Fisyon Yüzey Enerjisi Projesi ile ilerliyor. Bu çaba,...

Yeni Nesil OLED Teknolojisinin Arkasındaki Sır

Durham Üniversitesi'ndeki bilim adamlarının yeni bir araştırması, daha parlak, daha verimli ve daha kararlı mavi organik ışık yayan diyotlara (OLED'ler) doğru beklenmedik bir yolu...

SEC’in X hesabı, Bitcoin ETF onayına ilişkin sahte haberler yayınlamak için saldırıya uğradı

Birisi, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) X (eski adıyla Twitter) hesabını ele geçirdi ve kurumun, kayıtlı ulusal güvenlik borsalarında Bitcoin ETF'lerinin (borsada...