1909 Yılında doğan Kenan KOCATÜRKün bu eseri kendisinin gözlemci ve araştırmacı kişiliği ile 90 yıllık birikiminin birleşmesinin ürünüdür. Kenan KOCATÜRK kendi deyimiyle asker bir aile içinde dünyaya gelmiştir. Evinde gördüğü ve bildiği bütün insanlar subay idiler. Bu yüzden meslek hayatı daha doğuştan başlamıştır.
Yazar kitabı çocukluğundan başlayarak öğrenciliği ve muvazzaflık müddetince çalıştığı bütün görevleri kapsayan 21 bölüme ayırmıştır. Kitap bu bölümler içersindeki ana temalar ve ilginç anektodlarla özetlenmeye çalışılmıştır.
ÇOCUKLUĞUM
Yazarın annesi ve babası 9 aylık bir evlilikten sonra aileler arasındaki sosyal görüş ve yaşam tarzı farklılıklarından dolayı ayrılmak zorunda kaldıklarından yazarımız belli bir yaşa kadar babasının varlığından bile haberdar değildir. Annesi, kendisini babasının kaçıracağı endişesiyle saklar ve babasına göstermez. Babasıyla ilk karşılaşması 5 yaşında iken olur ve bu karşılaşma yazarın belleğinde önemli bir yer tutar. Bu hadise, 1914 senesinde 1 nci Cihan Harbinin öncesine rastlamaktadır.
Yazar, Beykoz İlkokulunda okurken İstanbul işgal altında ve Kurtuluş Savaşı devam etmektedir. Paşabahçe – Beykoz Koyu düşman zırhlılarıyla doludur. İngiliz, Fransız, İtalyan,Yunan harp gemilerinden askerlerin karaya çıkarak Beykoz Çayırında top oynamaları ve zaman zaman çeşitli bahanelerle evlerde arama yapmaları çok manidardır. Bu aramalar esnasında halkın tecavüze uğramaktan korktuğu için evlerinden kaçtığı veya hayvanların bulunduğu ahırlarda saklandığı ilginç bir anektoddur.
Yazarın o yıllara dair bir başka hatırası oldukça acı vericidir. Beykoz İlkokulundan sonra Vefa Sultanisine kaydolan yazar her gün Beykozdan vapurla karşıya geçer ve okul bitiminde aynı yolla evine döner. Bu yolculuk esnasında Boğazda karşılaşılan her düşman gemisinin yanından geçilirken vapurun kıç tarafında dalgalanan bayrağımız indirilir ve düşman gemisine selam verilir. O anlar, yazarımızın hayatının en acı ve en onur kırıcı felaket dakikaları olarak belleğinde yer etmiştir.
KULELİ
1923 yılında Kuleli Askeri İdadisi Rüştiye kısmında öğrenimine devam eden yazar, Kurtuluş Savaşından çıkmanın getirdiği imkansızlık ve sıkıntılara rağmen hayatının en heyecanlı, hareketli ve zevkli tahsil günlerini burada geçirdiğinden bahsetmektedir. Türklük gururu ve vazife aşkının da burada filizlendiğini anlatmaktadır.
Ülkenin üst üste geçirdiği savaşların doğurduğu maddi imkansızlık ve işgal altında kalan İstanbuldan, Kuleli Askeri İdadisi de payına düşeni almış ve 1923 yılında adeta harabe halini almıştır. Zamanın şartları gereği Kulelide pedogojik ormasyon sahibi öğretmen bulunmamakta, bunun yerine : Sakarya , Dumlupınar Meydan Savaşlarından yeni dönmüş, savaşın tozunu dumanını taşıyan genç gazi Subaylar eğitim vermektedir.
Kenan KOCATÜRK 1928 yılında Kuleli Askeri İdadisinden mezun olurken bir diploma törenini bile yapılamamış olmasını, içinde bir burukluk olarak o günden bu güne taşımıştır.
HARBİYE
01 MAYIS 1928 tarihi yazarın Harbiyeye başlangıç ve aynı zamanda da askerliğe duhul tarihidir. Harbiyede o dönemde dahili ve harici olarak ikişer kat elbise ve ayakkabı dağıtıldığı halde, yazarın annesi, dişinden tırnağından arttırdığı para ile Mercan Yokuşundaki askeri terzilerden meşhur Dimostene, Subayların giydiği hakiki gabardin kumaştan bir Harbiyeli elbisesi diktirmiş ve Harbiyeli Kenan KOCATÜRK okula ilk gün bu elbise ile gitmiştir. Okula ilk gün meslek sınıflarına ayrılmak üzere toplanılmış, Kenan KOCATÜRK ilk önce süvari olmak istese de Topçu sınıfına olan rağbet yüzünden kendisi de bu sınıfı seçmiştir. Yapılan seçmeler ardından topçularla piyadeler Selimiye Kışlasında 6 aylık Kıta stajı görmüşler ve 31 EKİM 1928 de Çvşluğa yükselerek staj bitimi Harp Okuluna dönmüşlerdir.
Yazar, o günlerde Harbiyedeki hoşgörü ortamından da şöyle bahsetmektedir : Cumhuriyetin en hararetli yıllarında, ATATÜRK hemen aşağıda Dolmabahçe Sarayında yaşarken, yukarıda Harbiyede ezan okunur, isteyen serbestçe ibadetini yapar, isteyende yapmaz ama kimse de bunu bir mesele yapmazdı. Ders talim vb. plan ve programları da dini kurallara uydurmak için hiçbir değişiklik yapılmazdı.