1. Bu kitapta sunulan düşünceler, dünyanın birbirinden ayrı, birbiriyle ilişkisi bulunmayan güçlerden yaratıldığı yolundaki yanılmayı yıkmak içindir. Bu yanılmayı bırakabilirsek “Öğrenen Organizasyonlar” kurabiliriz. Bu organizasyonlarda kişiler gerçekten istedikleri sonuçları yaratmak için kapasitelerini sürekli genişletirler, buralarda yeni ve çoşkun düşünme tarzları beslenir, kollektif özlemlere gem vurulmaz ve insanlar nasıl birlikte öğrenileceğini sürekli olarak öğrenirler. 1990’da Fortune dergisinde yayımlanan makalede “Liderlik hakkındaki eski, yorgun düşüncelerinizi unutun. 1990’ların en başarılı şirketi öğrenen organizasyon olarak adlandırılan bir şey olacaktır. Artık birinin tepeden düşünüp bulması ve organizasyonda geri kalan herkesin büyük stratejist’in emirlerini izliyor olması mümkün değildir” demektedir.
a. Sistem Düşüncesi
b. Kişisel Hakimiyet
c. Zihni Modeller
ç. Paylaşılan görme gücünün oluşturulması (Vizyon)
d. Takım halinde öğrenme
2. BEŞİNCİ DİSİPLİN NEDİR?
Beş disiplinin bir arada gelişmesi hayati önem taşır. Bu zor bir iştir. İşte bu nedenle “SİSTEM DÜŞÜNCESİ” beşinci disiplindir.
Sistem düşüncesi öbür disiplinlerin her birini güçlendirerek bize bütünün parçalarının toplamından daha fazlası olduğunu sürekli olarak hatırlatır.
Paylaşılan vizyon; uzun döneme bağlanmayı teşvik eder.
Zihni modeller; dünyaya bakış yollarımızdaki yetersizlikleri ortaya çıkarabilmemiz için gerekli açıklığı sağlar.
Takım halinde öğrenme; insan gruplarının bireysel perspektiflerin ötesinde yatan büyük resmi görebilme becerilerini geliştirir.
Kişisel hakimiyet; eylemlerimizin dünyamızı nasıl etkilediğini, sürekli olarak öğrenmeye yönelik kişisel motivasyonumuzu teşvik eder.
Sistem düşüncesi; organizasyonunun merkezinde bir zihniyet değişikliği yatar. Kendimizi dünyadan ayrı olarak görmekten, dünyayla bağlantılı olarak görmeye, problemlerimizi dışardan bir başkasının veya başka bir şeyin yol açtığı problemler olarak görmekten; kendi eylemlerimizin, yaşadığımız problemleri nasıl yarattığını görmeye yönelen bir zihniyet değişikliğidir.
3. Yazar, büyük davaların çözümlerinin kamu alanında yapılamayacağını belirterek, iş dünyasında yeni organizasyon tiplerini inşa edebileceğini belirtmektedir. Merkezci olmayan, hiyararşiye dayanmayan bu organizasyonlar, başarıya olduğu kadar çalışanlarının refahına ve yetişmesine adamaktadır. Bu organizasyonlarda kamu sektöründe görülmeyen bir yenileştirme bağlılığı ve kapasitesini paylaştığı görülmektedir.
Yeni organizasyonların en önemli boyutlarından biri öğrenme yetersizlikleridir. Yedi adet öğrenme yetersizliği bulunmaktadır.
a. “Pozisyonum neyse ben oyum”, herkes kendi pozisyonu üzerinde yoğunlaşmakta, çevreyi görmemekte.
b. “Düşman Dışarıda” her zaman suçu üstüne atacak bir dış ajan bulmak.
c. “Sorumluluk üstlenme kuruntusu (İllusion)” problemleri bunalıma dönüşmeden çözmek gerekir.
ç. “Olaylara Takılıp Kalma” olaylar üzerinde yoğunlaşarak olayı meydana gelmeden önce tahmin etmek.
d. “Haşlanmış Kurbağa Misali” yavaş tedrici değişmelere tepki olamaz.
e. “Tecrübeyle öğrenme hayali” araştırma geliştirme ile öğrenmek gerekir.
f. “Yönetici Takım Miti” kollektif öğrenmeyle aşılır.
4. BEŞİNCİ DİSİPLİNİN YASALARI :
a. Bugünün problemleri dünün “çözüm”lerinden kaynaklanır.
b. Ne kadar sıkı yüklenirseniz, sistemi o sıklıkla geriye iter.
c. Davranış, kötü sonuçlardan önce iyi sonuçları doğurur.
ç. Bir sorundan kolay çıkış, normal olarak o sorunu tekrar geri getirir.
d. Tedavi, hastalıktan kötü olabilir.
e. Daha hızlı, daha yavaştır.
f. Neden ve sonuç, zaman ve mekanda birbiriyle yakından bağlantılı değildir.
g. Küçük değişiklikler büyük sonuçlar üretebilir.
h. Hem pastamız olur, hem de onu yiyebilirsiniz, ama aynı anda değil.
ı. Bir fili ikiye bölmekle iki küçük fil elde edilmez.
i. Kabahat yükleme diye bir şey yoktur.