Bu kitapta Atatürk’ün silah arkadaşlarından olan Türkiye’nin Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Birinci Dünya Harbi öncesi Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi durumu, yaşanan önemli olaylar ve mütarekenin ilk hazırlık çalışmalarıyla ilgili tespit ve yorumları yer almaktadır. Celal Bayar’ın kendisi İttihat ve Terakki Cemiyetinin içinde bulunan bir kişi olarak aynı zamanda bu cemiyetinin durumu ve yapısı hakkında da bilgiler sunulmuştur.
1 nci cilt 11 bölümden oluşmaktadır:
1. Bölüm :
Birinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde yaşananlar anlatılıyor. Müttefikimiz olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan mağlup, Almanya ise bitkin bir durumdaydı. Bulgarların mütareke teklifi diğer müttefikleriyle beraber Osmanlı kabinesini de sıkıntıya sokmuştur. Burada üzerind edurulan konular arasında, Talat Paşa kabinesindeki fikir ayrılıkları ve kabinenin istifası, Sultan Vahdettinin olumsuz ve güven vermeyen kişiliği, ayrıca son Suriye ve Filistin muharebelerinde o sırada ordu komutanı olan Mustafa Kemal Paşa’nın oynadığı müsbet rol bulunmaktadır.
2. Bölüm :
Harbin son günlerinde Padişah Mehmet Reşat vefat etmiştir. Yeni Padişah Vahdettin’in tahta çıkışı ve yemini Talat Paşa kabinesinin istifasıyla yeni kurulan İzzet Paşa kabinesinin göreve başlaması ile ilgili olaylar kitabın bu bölümde yer almaktadır. Mustafa Kemal Paşa’nın siyasi görüşleri ve yeni kabinenin kurulmasındaki rolü özellikle vurgulanmakta. (Mustafa Kemal Paşa savaşın kaybedilmiş olduğundan hareketle acilen yeni bir kabine kurulmasını ve durumun daha da kötüye gitmesine mani olmak için gerekirse müttefiklerden ayrı hareket etmek gerektiğini bildiriyor). İzzet Paşa kabinesinin ilk icraat olarak Wilson prensiplerinden hareketle her millete kendi bağımsızlık hakkını vermek gerektiği, bu meyanda hilafet ve saltanat makamına bağlı kalmak şartıyla Arap vilayetleri meselesinin de halledileceği şeklinde özetlenebilecek bir beyanatı söz konusudur. Araplarla ilgili olarak Cihan Harbinin başlangıcında şeyhülislam fetvalarıyla ilan edilen cihadı mukaddese rağmen Arapların İngilizlerle işbirliği yapmaları Sir Ronald Storus adındaki doğu kültürleri araştırmacısının hatıratından örneklerle anlatılıyor.
3. Bölüm :
İstanbul ve İzmir’deki durum Türk tebaadaki hüzün, Rum tebaadaki sevinç hali, mütareke ve barış teşebbüsleri anlatılıyor. Ayrıca mütareke (ateşkes) antlaşmasıyla ilgili olarak Osmanlı kabinesinin ve İngilizlerin teklifleri maddeler halinde sıralanıyor.
Osmanlı hükümeti memleketin hiçbir noktasına yabancı askeri kuvvet çıkarılmayacağı şartını ileri sürerken İngiliz tarafı bütün önemli noktaların işgali ve haberleşmenin kendi kontrollerine bırakılmasını, deniz, kara ve demiryollarının İtilaf Devletlerinin kontrolüne verilmesi şartlarını öne sürmüşlerdir. Osmanlı Hükümeti sekiz maddelik, İngiliz tarafı yirmibeş maddelik bir mütareke öne sürmüştür.
4. Bölüm :
Meclisi Mebusanda mütareke ile ilgili müzakerelerin tutanakların tamamı sadeleştirilerek aktarılmış, Osmanlı tarafını Rauf Bey başkanlığındaki heyet, İtilaf Devletlerini de Amiral Galthorpe temsil etmektedir. Bu görüşmelerde, İtilaf Devletlerinin şartlarıyla Osmanlı Hükümetinin şartları uyuşturulmaya çalışılmıştır (ilk dört oturumdan sonra). Yirmibeş maddeden dokuzu Osmanlı Hükümetince kabul edilmiş, yedisi tadilat şartıyla, beşi kısmen kabul edilmiştir. Üç madde hakkında izahat istenmiş, on madde (Toros tünellerinin müttefikler tarafından işgali) reddedilmiştir. Daha sonra beşinci oturumda mütarekenin son olarak müzakeresi yapılmış ve Mütareke İngilizlerin istediği şekilde kabul edilmiştir.
5. Bölüm :
Burada İlk olarak Mondros Mütarekesi’nin kesinleşen metnine yer veriliyor. Mütarekenin Osmanlı İmparatorluğu aleyhine çok ağır şartlar taşımasına ve İngilizlerin istediği gibi şekillenmesine rağmen İngilizlerin yine de Mütareke Hükümlerini bozdukları, özellikle Musul’un işgalinde keyfi davrandıkları mütalâası göze çarpıyor. Yine bu bölümde Mustafa Kemal Paşanın mütareke hakkındaki görüşleri yer alıyor. Mustafa Kemal Paşa, mütareke şartlarının çok ağır ve haksız olduğundan bahisle kurmay Yüksek Başkanlığı’nın çalışmalarına ayak uyduramama durumunda töhmet altında kalacağını, gerekirse kumandayı hemen teslim edebileceğini İzzet Paşa’ya bildirmiştir.